Her markanın diğerini gölgede bırakmaya çalıştığı rekabetçi dünyada ambalaj tasarımı, tüketicinin dikkatini çekmenin en önemli yollarından biri. Ambalajın genel görsel çekiciliğine ve işlevselliğine toplu olarak katkıda bulunan bir dizi tasarım öğesinin yanında renk psikolojisi de süreçte temel bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalara göre tüketiciler bir ürünü gördükten sonra 90 saniyeden kısa bir sürede bilinçaltı bir yargıya varıyor ve bunların %62’den fazlası bu değerlendirmeyi yalnızca renge dayandırıyor. Tasarist Yaratcı Direktörü Musa Çelik, renkleri tüketicilerin belirli duyguları ve ruh hallerini uyandırma yeteneğine sahip duygusal tetikleyiciler olarak tanımlıyor.
Tüketiciye en hızlı ambalaj yoluyla ulaşan markalar, insan psikolojisindeki etkili unsurlardan biri olan renk kavramından yararlanıyor. Ambalaj tasarımındaki renklerin duygulara hitap etmesi, marka bilinirliğini noktasında da önemli fırsatlar sunuyor. Renkler duygularımıza, algılarımıza ve davranışlarımıza etki ettiği için bir ürünün ambalajına eklenen rengin tüketicinin zihninde oluşturduğu algı ve satın alma kararlarına etkisi de oldukça şaşırtıcı. Yapılan araştırmalara göre tüketiciler bir ürünü gördükten sonra 90 saniyeden kısa bir sürede bilinçaltı bir yargıya varıyor ve bunların %62’den fazlası bu değerlendirmeyi yalnızca renge dayandırıyor. Bu da rengin metinden veya karmaşık grafiklerden çok daha hızlı kaydedildiği gerçeğine bağlanıyor. Ambalaj için seçilen renklerin, hedef pazarı çekmek ve tüketiciyi ürünü seçmeye teşvik etmek için amaçlanan bilinçaltı mesajı yansıtması gerekiyor. Tasarist Yaratcı Direktörü Musa Çelik, renkleri tüketicilerin belirli duyguları ve ruh hallerini uyandırma yeteneğine sahip duygusal tetikleyiciler olarak tanımlayarak, ürün ambalajı için renk seçmenin, içeriklerini seçmek kadar önemli olduğunu söylüyor.
“Renkler Stratejik Bir Karar Mekanizmasının Parçasıdır”
Bilim insanları, psikologlar ve pazarlama uzmanları, renklerin insan duyguları ve davranışları üzerindeki etkileri arasında bağlantılar kurmuş ve incelemiştir. Her markanın kendine özgü bir renk dili geliştirerek tüketici üzerinde istenilen algıyı yaratması gerektiğini belirten Tasarist Yaratcı Direktörü Musa Çelik, “Tüketiciler bir ürünü satın alırken sadece işlevselliğine ya da fiyatına bakmıyor; ürünle aralarında kurdukları duygusal bağ da son derece etkili. Bu bağın oluşmasında ise ambalaj tasarımında kullanılan renklerin gücü yadsınamaz. Örneğin sıcak tonlar güven ve heyecan hissi uyandırırken soğuk tonlar sakinlik ve profesyonellik algısını güçlendirir. Markalar bu psikolojik etkiyi göz önünde bulundurarak ürünlerinin duygusal mesajını doğru iletmek için renkleri dikkatle seçmelidir. Doğru renk kombinasyonlarıyla tüketicinin ilgisini çekmek, sadakat oluşturmak ve ürün ile arasında bir bağlantı kurmasını sağlamak mümkün. Renkler sadece estetik bir unsur değil, markanın kimliği ve hikayesiyle doğrudan bağlantılı, stratejik bir karar mekanizmasının parçasıdır. Bu nedenle markalar ambalaj tasarımında renkleri tüketiciyle kuracakları uzun vadeli ilişkinin temel taşlarından biri olarak görmelidir.” açıklamalarında bulundu.